"'Benim namazım, kurbanım, ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden, âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi Allah rızası içindir' de." (EN'ÂM - 162)
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Müslüman bir kul gücü nispetinde iman ettiği esaslara insanları davet etmelidir. Bunu terk etmek Allah’tan korkan bir şahsiyet için asla söz konusu olamaz; zira bu durumda bir takım kötü sonuçlarla karşı karşıya kalacaktır. Bu da onu sonu hiç de iyi olmayan bir akıbetle yüz yüze bırakacaktır.
Emr-i bi’l-ma‘rûfu ve nehy-i ani’l-münkeri terk etmenin bir takım kötü sonuçları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Rabbimiz şöyle buyurur:
“İsrailoğullarından kâfir olanlara, Dâvud ve Meryem oğlu İsâ diliyle lânet edilmiştir. Bu, baş kaldırmaları ve aşırı gitmeleri sebebiyledir. Onlar yaptıkları kötülüklerden birbirlerini engellemezlerdi. Yapmakta oldukları ne kötü idi!” (Mâide, 78-79)
“Onlar kendilerine yapılan hatırlatmaları unutunca biz kötülükten menedenleri kurtardık; zalimleri de Allah’a karşı gelmelerinden ötürü şiddetli bir azaba uğrattık.” (A’râf, 165)
Ebû Bekir es-Sıddîk radıyallâhu anh şöyle demiştir:
Ey insanlar! Şüphesiz ki sizler Rabbimizin:
“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, doğru yolda iseniz sapıtan kimseler size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir” (Mâide, 105) ayetini okuyorsunuz; oysa ben Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim: “Şüphesiz ki insanlar zalimi görüp de onun zulmüne engel olmazlarsa, Allah’ın kendi katından göndereceği bir azabı hepsine umumileştirmesi yakındır.”[1]
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
“Nefsim elinde olan (Allah)’a yemin ederim ki; ya iyiliği emreder, kötülüğü yasaklarsınız, ya da Allah size katından bir ceza gönderir de sonra O’na dua edersiniz, duanıza icabet edilmez!”[2]
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
“Hayır, Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zâlimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalplerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrâiloğullarına lânet ettiği gibi size de lânet eder.”[3]
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
“Ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, hayra teşvik edersiniz, ya da Allah başınıza en şerlilerinizi musallat eder. Bu durumda iyileriniz dua ederde duaları kabul olmaz.”[4]
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
“Ey insanlar! Yüce Allah size şöyle buyurur: Dua edipte kabul etmeyeceğim, istediğinizde vermeyeceğim, yardım talep ettiğinizde yardım göndermeyeceğim bir gün gelmeden önce iyiliği emredin ve kötülükten men edin.”[5]
Emr-i bi’l-ma‘rûf-nehy-i ani’l-münker görevini terk etmenin daha birçok kötü sonucu vardır. Biz burada en çok göze çarpanları zikretmeye çalıştık. Eğer biz toplumumuzda öne çıkmış kötülükleri ~ki bunların başında şirk gelir~ engellemeye çalışmazsak o zaman Allah’ın azabının bizlere de isabet etmesi çok yakındır. Çocukların bile saçlarını ağartacak bu korkunç tehditleri dikkate alarak insanları bir an önce uyarmalı ve onları hatalarından vazgeçirmeye çalışmalıyız.
Faruk Furkan