"'Benim namazım, kurbanım, ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden, âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi Allah rızası içindir' de." (EN'ÂM - 162)
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Şer‘an küfre girdiğine karar verilen bir kimsenin cenaze namazını kılmak caiz değildir. Bu konuda ulema arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah’a ve peygamberine karşı küfre saptılar ve fasık olarak öldüler.” (Tevbe, 84)
İmam Kurtubî İslam âlimlerinin şöyle dediğini nakleder: “Bu ayet, kâfirler için cenaze namazı kılmanın yasak olduğunu ortaya koyan bir nasstır.”[1]
Tefsir ve fıkıh kitapları gözden geçirildiğinde İslam ulemasının bu noktadaki sözlerinin birbiri ile paralellik arz ettiği görülür.
Cenaze namazı ölü için bir dua ve mağfiret sebebidir. Küfre girmiş birisi ise buna layık değildir. Bu nedenle İslam, kâfir birisinin namazını kılmayı ve bu namazla alakalı işlemlerle meşgul olmayı yasaklamıştır.
Cenaze ile alakalı olarak yıkama, kefenleme, kokulama, Müslüman mezarlığına defnetme, kabri başında durma ve iman edenlere has bazı defin işlemleri kâfirler hakkında yasaklanmıştır.
Bu nedenle, etrafımızda küfre destek veren, kâfirleri savunan, İslam’a ve Müslümanlara kin duyan kâfir kimselerin cenaze merasimlerine katılmamız ve namazlarını kılmamız asla caiz değildir. Cenaze namazı asıl itibarı ile bir insan için şereftir; izzet ve şeref tamamıyla müminlere ait olduğu için onların bundan faydalanmaları söz konusu olamaz.
Günümüzde Allah’a ve İslam şeriatına düşmanlığı ile bilinen ve İslam’la savaşan insanların cenazesini kıldıran hocalar üç kuruşluk dünya menfaati için dinlerini satmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar. Oysa kendisini İslam’a nispet eden bir hocadan beklenen; Rabbanî bir tavırla hiç kimseden korkmaksızın Allah’ın emir ve direktiflerine boyun eğmesi ve geçici dünya menfaati karşılığında dinini satmamasıdır. Bu şekilde davranmayıp dünyayı ahirete tercih edenler karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar.
“Allah’ın indirdiği kitaptan bir şey gizleyip de, onu az bir pahaya satanlar; işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmaz. Onları temize de çıkarmaz. Ve onlar için acıklı bir azap vardır.” (Bakara, 174)
Faruk Furkan