O, elbette değerli bir Kur'an'dır. Korunmuş bir kitaptadır.Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.Âlemlerin Rabb'inden indirilmedir. (Vâkıa-77-80)
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Kur’ân, Allah’ın bizleri kendisi ile hidayete erdirdiği yüce bir kitaptır. Bu kitap ile hidayet bulanlar, o kitapla ilişkisini kesmiş kimselerden farklı olmak zorundadırlar. Allah, böylesi kullarını ve onların insanlar arsındaki temayüzünü görmek ister. Bu nedenle Kur’ân ehli kimseler, insanlar arasında, daha ciddi, daha vakûr ve daha olgun olmalıdırlar. Bakın, selef Kur’ân ehli kimselerin nasıl olması gerektiğini ne de güzel izah etmiş!
Abdulah İbn-i Mes’ud (radıyallâhu anh) der ki:
“Kur’ân’la amel eden kimse, halk uyurken, geceleri ibadet etmesiyle, halk yerken, oruç tutmasıyla, halk sevinçliyken, üzüntüsüyle, halk gülerken, ağlamasıyla, halk böbürlenerek yürürken, tevazusuyla tanınmalıdır. Kur’ân’ı göğsünde taşıyan kimsenin gözleri yaşlı, üzgün, aklı başında, yumuşak huylu, bilgili ve ağırbaşlı olması gerekir. Kur’ân’ı göğsünde taşıyan kimseye hırçınlık, şımarıklık, bağırıp çağırmak, feryat etmek ve sert tabiatlı olmak yakışmaz.”
Fudayl b. İyâz (rahmetullahi aleyh)’de şöyle der:
“Kur’ân hamili/taşıyıcısı, İslâm bayrağının taşıyıcısıdır. Bu bakımdan ağır başlı olup oynayanlarla beraber oynamamalı, unutanla beraber unutmamalı, gevezelik yapanlarla teşrik-i mesâi etmemelidir. Bütün bunları yüce Kur’ân’ın tazimine binaen yapmamalıdır.”
Yine Fudayl b. İyâz şöyle demiştir:
“Kur’ân ile amel edene en yakışan hareket, hiç kimseye hatta sultanlara ve rütbece onlardan daha küçük olan diğer idarecilere de muhtaç olup el açmamasıdır! Bu bakımdan Kur’ân hâmilinin insanlara muhtaç olmaması, aksine insanların ona muhtaç olması, ona daha uygun ve yaraşır bir harekettir.”
Selefin bu nasihatleri kulaklarımıza küpe olmalıdır. Bir Kur’ân okuyucusunun nasıl bir kimliğe sahip olması gerektiği bu sözlerden daha güzeli ile ifade edilebilir mi? Selefin bu nasihatlerini dikkate almalı ve bir Kur’ân talebesi olarak diğer insanlardan farklı olduğumuzu duruşumuzla ortaya koyabilmeliyiz.
İbrahim Gadban