“Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki, sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” (21/Enbiya, 10)
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Lâ İlâhe İllallâhın bir diğer şartı da doğruluk, sadâkat ve yalanlardan uzak olma anlamına gelen “sıdk” ile riyadan arınma, samimi olma ve bir şeyi tam olarak mânasıyla kabul etme anlamına gelen “ihlâs”tır.
İhlâs, inanca ve amele dönük eylemlerin kabul edilmesindeki temel şarttır. O olmaksızın imanın ve amelin kabul edilmesi mümkün değildir.
Sıdk ve ihlâsın, Lâ İlâhe İllallâh’ın şartlarından biri olduğunun delilleri kısaca şöyledir: Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurur ki:
* “Allah’tan başka hiçbir (hak) ilahın olmadığı ve Muhammed’in O’nun peygamberleri olduğuna kalbinden sıdk ile şahadet eden bir kimse yoktur ki, Allah ona ateşi haram kılmasın.”[1]
* “Lâ İlâhe İllallâh diyen ve bununla Allah’ın rızasını arzu eden bir kimseye Allah cehennemi haram kılmıştır.”[2]
* “Sevinin! Ardınızda olanları “Kim can-u gönülden tam bir sadâkatle Allah’tan başka hiçbir (hak) ilâhın olmadığına şahadet ederse cennete girecektir” diye müjdeleyin!”[3]
* “Lâ İlâhe İllallâh, Allah katında pek değerli bir kelimedir. Onun Allah katındaki yeri çok büyüktür. Kim tam bir ihlâs ve sadâkat içinde onu söylerse, Allah onu cennete koyar.”[4]
* “Kıyamet günü şefaatimle insanların en mesut olanı kalbinden -veya içinden- ihlâslı bir şekilde “La ilahe illallah” diyen bir kimsedir.”[5]
Aktardığımız tüm bu rivayetler ihlâs ve sadâkat içerisinde “Lâ İlâhe İllallâh” diyen kimselerin cehennemden uzaklaştırılarak cennete girdirileceğini ifade etmektedir. Hadislerin mefhum-u muhalifinden Lâ İlâhe İllallâh cümlesini ihlâs ve sıdk ile söylemeyenlerin cehennemden uzaklaştırılmayacağını ve cennete girmeyeceği anlaşılır.
Bu nedenle, bir insan hadislerde ortaya koyulan bu nimete nail olmak istiyorsa, Allah’ın dışındaki ilahları kalbinden gelerek ve onların batıllığına can-u gönülden inanarak reddetmesi gerekir. Aksi halde Lâ İlâhe İllallâh cümlesinin ona hiçbir faydası olmayacaktır.
Dili ile söylediğini kalbi ile yalanlamak veya söylediğini riya olsun diye dillendirmek münafıkların özelliğidir. Böyleleri Lâ İlâhe İllallâh kelime-i tevhidini telaffuz ederek, her ne kadar dünyevi hükme göre Müslüman sayılsalar da, Allah indinde münafık olmaktan öteye geçemezler. Zahirde şirk amellerinden uzak durduklarından ötürü Müslümanlara uygulanan tüm hukuk, onlar içinde cari olmakla beraber, kelime-i tevhidi ihlâs ve sadâkat ile söylemedikleri için Allah katında asla Müslüman sayılmazlar. Bu nedenle “Lâ İlâhe İllallâh”ı ihlâs ile söylemek, Allah katında mümin olabilmek için kaçınılmaz bir şarttır. Bu şartı ihlâl edenler, kesinlikle mümin olamazlar.
İhlâslı olmak ve ihlâs üzere Allah’a kulluk etmek hem biz Müslümanlara hem de bizden önce kendilerine kitap verilen insanlara emredilmiş bir ameldir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Hâlbuki onlar, dini yalnız Allah’a hâlis kılanlar ve hanifler olarak Allah’a ibadet etmelerinden, namaz kılmalarından ve zekât vermelerinden başkasıyla emrolunmadılar...” (Beyine/ 5)
Kur’an’ın birçok ayetinde[6] şeytanın, ihlâslı olan ve ihlâs üzere Allah’a kulluk edenlere ilişemeyeceği ve onlar üzerinde herhangi bir hâkimiyet kuramayacağı, ihlâslı kulların azap görmeyeceği ve helak olmayacağından bahsedilmiştir.
Buna mukabil, inanç ve ibadetlerinde ihlâstan uzak olanlar ve bu sebeple nifaka bulaşanlar için çok ağır tehditler varit olmuştur.[7] Böylesi tehditlerden uzak olmanın tek bir yolu vardır, o da ihlâs ve sıdktır. Allah, hepimizi ihlâslı ve sadık kullarından eylesin. (Âmin)
Faruk Furkan