“Doğrusu her kim Allah’a şirk koşarsa Allah ona cenneti haram kılmıştır…” (Maide Suresi, 72)

MESCİD ÂDABI

بسم الله الرحمن الرحيم

Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…

Bir müslümanın, Allah’ın evleri olan mescitlere geldiği vakit dikkat etmesi gereken bir takım edep kuralları vardır. Bu edep kurallarına “Mescid Âdabı” denilir. Bu adaba riayet etmek, kişinin takvasından ileri gelir. Bu nedenle Allah’tan korkup sakınan ve güzel ahlak üzere olmak isteyen her müslümanın, bu kurallara özenle dikkat etmesi gerekir. Şimdi bu kuralları maddeler halinde zikretmeye çalışacağız:

  1.  Bir müslüman mescide gelmeden önce niyetini kontrol etmeli ve “Neden mescide gidiyorum?” sorusunun cevabını iç âleminde yeniden cevaplandırmalıdır. Unutmamak gerekir ki, mescide sadece namaz amacıyla gidilirse, atılan her adım bir sevap kazanılmasına sebep olduğu gibi, aynı zamanda bir günahın da silinmesine vesile olur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak amacıyla mescide gelirse, mescide girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır.” (Buhârî rivayet etmiştir.)
  2. Müslüman, namazını, kendisiyle aynı duyguları paylaşan kardeşleriyle birlikte cemaat halinde kılacağı için yirmi yedi kat daha fazla ecir kazanacağını bilmeli ve bu iştiyakla namaza gelmelidir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Bir kimsenin mescitte cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi yedi kat daha sevaptır.” (Müslim rivayet etmiştir.)
  3. Mescide gelirken imkân dâhilinde en güzel elbiseleri giymeli ve güzel kokular sürünmelidir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Sizden birisi namaz kılacağı vakit (alt-üst) iki elbisesini de giysin; zira kendisi için süslenilmeye en layık olan Allah’tır.” (Beyhaki rivayet etmiştir, senedi sahihtir.)

Ayak, ter kokusu, sigara veya soğan-sarımsak gibi insanlara eziyet verecek kokularla mescide gelinmemelidir. Bu bizzat Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yasaklamış olduğu bir durumdur. Mescide gelinmeden önce mümkünse çoraplar değiştirilmeli, eğer imkân yoksa ayak, abdest alınırken sabunla güzelce yıkanmalıdır. Aynı şekilde eğer koltuk altları terli ise sabunla koku gidene dek yıkanmalı ve kardeşlerimize rahatsızlık verilmemelidir. Sigara içenler ise mescide gelmeden en az yarım saat veya bir saat evvelinden sigaralarını atmalı ve ağızlarından o iğrenç kokuyu giderecek maddeler kullanarak ağız temizliklerini yapmalıdır. Bununla birlikte bir müslümanın sigara içemeyeceğini tekrar hatırlatmaya gerek yoktur herhalde!

  1. Telefonlarımızı daha mescide girmeden kapatmalı veya sessize almalıyız. Namaz kılarak Rableri ile fısıldaşan insanların manevî irtibatlarını telefon sesi ile kesmek ne kadar büyük bir hatadır! Hele birde bu ses, sazlı-sözlü müzik sesi ise bu hatanın oranını varın siz düşünün! Burada hemen hatırlatmakta fayda var; bir müslüman müzik dinleyemeyeceği gibi, müzikli telefon sesleri de kullanamaz. Unutmamak gerekir ki, telefonlardaki ses tonları, insanların kimlik ve kişiliklerini yansıtan en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle bizler muvahhidler olarak kimliğimize uygun ses tonları seçmeli ve bu noktaya son derece dikkat etmeliyiz.
  2. Mescide giderken Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı dualardan bazısını okumalıdır. Bu dualardan birisi şudur

اللَّهُمَّ اجْعَلْ فِي قَلْبِي نُورًا وَفِي بَصَرِي نُورًا وَفِي سَمْعِي نُورًا وَعَنْ يَمِينِي نُورًا وَعَنْ يَسَارِي نُورًا وَفَوْقِي نُورًا وَتَحْتِي نُورًا وَأَمَامِي نُورًا وَخَلْفِي نُورًا وَأَعْظِمْ لِي نُورًا

 “Allah’ım! Kalbime, gözüme ve kulağıma nur ver. Sağımda, solumda, üzerimde ve altımda nur var eyle! Önümde ve arkamda nur kıl! Allah’ım! Nurumu artır!” (Buhârî rivayet etmiştir.)


Bu dualardan bir diğeri de şudur:


«باسم الله، آمنت بالله، توكلت على الله، لا حولَ ولا قوة إلا بالله. اللَّهُمَّ بِحَقِّ السَّائِلِينَ عَلَيْكَ، وَبِحَقِّ مَخرجي هَذَا، فَإِنِّي لَمْ أَخْرُجْ أَشَراً، وَلاَ بَطَراً، وَلاَ رِيَاءً، وَلاَ سُمْعَةً، خَرَجْتُ ابْتِغَاءَ مَرْضَاتِكَ، وَاتِّقَاءَ سُخْطِكَ، أَسْأَلُكَ أَنْ تُعِيذَنِي مِنَ النَّارِ، وتُدخِلَني الجنة»

“Allah’ın adıyla… Allah’a iman ettim, Allah’a tevekkül ettim. Güç ve kuvvet yalnız Allah’ın yardımı iledir. Allah’ım! Senden isteyenler (e olan) vadin ve benim (mescide doğru) şu çıkışım hakkı için beni ateşten korumanı ve cennetine koymanı istiyorum. Allah’ım! Ben, ne azgınlık, ne böbürlenme, ne gösteriş ne de riya için çıkmadım; ben (ancak) senin rızanı kazanmak ve gazabından korunmak için çıktım.” (İbn Mâce rivayet etmiştir, senedi zayıftır)

  1. Cemaate yetişmek için acele etmemeli, koşmaktan sakınmalı, vakur bir şekilde heybetiyle gelmelidir.
  2. Mescide girme esnasında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı şu duayı okumalı ve sağ ayağı ile girmelidir:

اللَّهُمَّ افْتَحْ لي أبْوَابَ رَحْمَتِكَ

“Allah’ım! Rahmet kapılarını bana aç!” (Müslim rivayet etmiştir.)

  1. Mescittekilerin huşusunu zedeleyecek şekilde sesli konuşmalardan sakınmalıdır. Unutmamalıdır ki, namaz kılanların bulunduğu yerde sesli bir şekilde Kur’an okumak dahi yasaklanmıştır. Böylesi bir durumda Kur’an okumak bile yasaksa, peki ya sesli veya rahatsız edici şekilde konuşmanın hükmü ne olur?

Şu olaya dikkatle kulak ver:

Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, insanlar namaz kılarlarken yanlarına çıktı. Kur’ân okurlarken sesleri yükselmişti. Bu durumu görünce onlara şöyle buyurdu: “Namaz kılan, Rabbiyle fısıldaşmakta, O’na münacat etmektedir. Bu nedenle ne ile niyaz ettiğine dikkat etsin. Sakın birbirinize karşı açıktan Kur’an okumayın!” (Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir, senedi sahihtir.)

Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, insanları rahatsız ettiği için sesli olarak Kur’an okumayı bile yasaklamıştır. Acaba bu gün bizim, mescitlerdeki halimizi, oradaki konuşmalarımızı ve insanlara verdiğimiz eziyeti görse ne derdi?

Unutmamak gerekir ki, mescidler Allah’ı anma ve zikirle meşgul olma yerleridir; kahvehane gibi muhabbet etme, gürültü yapma ve hasret giderme yerleri değildir.

Bir bedevî mescide işedi. Oradakiler ona ceza vermek için, ona doğru hare­ket ettiler. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem hemen onlara: “Onu bırakınız” buyurdu. Sonra adamı yanına çağırdı ve: “Bu mescitlere ne işemek uygundur ne de pisletmek. Buralar ancak Allah’ı anmak, namaz kılmak ve Kur’an okumak içindir buyurdu. (Buhârî rivayet etmiştir.)

Bu nedenle mescide gelen bir Müslüman mescide girdiği andan itibaren konuşmasını kesmeli, hatta fısıldaşmayı bile bırakmalı, güzelce bir yere oturarak sessizce dua ve zikriyle meşgul olmalıdır. Muhabbet isteği varsa, bunu namaz sonunda dışarıda yapmalıdır.

  1. Mescide girer girmez oturmadan önce mescidi selamlama anlamına gelen “Tahiyyetu’l-Mescid” namazı kılmalıdır. Bazı âlimler, Efendimizin hadislerindeki emirlerden dolayı bu namazın “farz” olduğunu söylemiştir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Sizden biriniz mescide geldiği zaman oturmadan önce iki rek’at namaz kılsın.” (Buharî ve Müslim rivayet etmiştir.)
  2.  Ezan okunduğunda müezzinin söylediğini aynen tekrar etmeli, ancak müezzin “hayyaalessalah” ve “hayyaalelfelah” kısmına geldiğinde “La havle ve la kuvvete illa billâh” demelidir. Halkın söylediği gibi “Aziz Allah” demekten uzak durmalıdır; zira ezan esnasında bu sözü söylemek sünnete aykırı bir tutumdur. Unutmamak gerekir ki sonradan ihdas edilen her bidat, bir sünneti ortadan kaldırmaktadır.
  3.  Namaza durmadan önce küçük bir şeyle bile olsa mutlaka “sütre” edinmeli ve kendisinden önce namazını tamamlayan kimselerin, kendi önünden geçmesine engel olmamalıdır. Namaz kılanın önünden geçmenin ne kadar günah olduğunu hepimiz biliriz; ama unutmayalım ki, eğer namaz kılan önüne sütre koymamışsa önünden geçenlerin günahı ona yazılır. Hadislerde yasaklanan, sütre koyduğu halde namaz kılanın önünden geçmektir. Bazı âlimler, sütrenin vacip olduğunu ve sütre edinmeyenlerin günaha gireceğini söylemişlerdir. Bununla birlikte kişi sütre koymamışsa bile namaz kılanın önünden geçmemelidir. Cemaatle namaz kılındığı zaman imamın sütresi aynı zamanda cemaatinde sütresi olur.
  4.  Mescitten çıkarken gürültü yapmamalı, fısıltıyla bile olsa konuşmamaya dikkat etmelidir. Zira bu, geride kalanlara eziyet vermektedir. Herkes fısıltıyla konuştuğunda çok kötü bir uğultu meydana gelmektedir. En son kapıdan ayrılırken sol ayağıyla çıkmalı ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yaptığı şu duayı okuyarak mescitten ayrılmalıdır.

 اللَّهُمَّ إني أسألُكَ مِنْ فَضْلِكَ

 “Allah’ım! Senin lutuf ve fazlından isterim.” (Müslim rivayet etmiştir.)

Bu anlatılanlara riayet ettiğinde hem sünnete uymanın ecrini alacak, hem de takvanın gereğini yaptığın için gönlün huzurla dolacaktır. Ne mutlu sünnet üzere yaşamaya çalışanlara!


Faruk Furkan

Okunma Sayısı:8708