“Onlar öyle erlerdir ki, ne ticaret ne alışveriş kendilerini Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Ve onlar, kalplerin ve gözlerin (dehşetten) allak bullak olacağı bir günden korkarlar.” (24/Nûr, 37)

REÇETEYİ UYGULAMAYAN ŞİFAYI BULAMAZ!

 

بسم الله الرحمن الرحيم

Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…

Hastalığı sebebiyle doktora giden ve doktorun kendisine reçete yazarak bazı ilaçlar tavsiye ettiği bir hasta düşünelim. Bu hasta; reçeteyi alıp evinin en güzel köşesine assa veya eline alıp her zaman öpse, alnına koysa ya da günde onlarca kez okusa veyahut da içerisindekileri adı gibi ezberlese, bu reçetenin ona her hangi bir faydası olur mu? Bir başka örnek daha verecek olursak; bu hasta reçetenin karşısına geçip: “Ey mübarek reçete! Sen ne kadar da değerlisin! Senin şanın, şerefin ne de büyük! Senin gibi bir reçeteye sahip olduğum için Allah’a şükrediyorum!” dese bu ondan hastalığını giderir ve dertlerine deva olur mu?

İşte, bir reçete nasıl ki uygulamaya konulmadan fayda vermiyorsa, aynı şekilde Kur’ân’da uygulamaya konulmadan her hangi bir fayda vermez. Bizler eğer Kur’ân’ın bizlere fayda vermesini istiyorsak, o zaman hemen onu uygulamaya koymalı, ahkâmını hayatımızda tatbik etmeli ve bizlerden istediği kulluğu icra etmeliyiz. Aksi halde bizim durumumuzla, reçeteyi evinin en güzel köşesine asıp ondan şifa bekleyen hastanın durumu arasında en ufak bir farklılık olamaz!

 

İbrahim Gadban

 

 

Okunma Sayısı:1880