“(O gün) Peygamber: “Rabbim! Benim kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi” diyecek.” (25/Furkan, 30)
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Hac veya umreye gitme arzusu her müslümanın gönlünde yatan ve mahiyeti kelimelerle anlatılamayan çok farklı ve güzel bir duygudur. Kul, “Ben müslümanım” dediği andan itibaren gönlüne Allah’ın evinin sevgisi düşer ve o Kutlu Beyt’i ziyaret etmek için fırsatlar kollamaya başlar. Şu üç günlük dünyada kimileri buna muvaffak olurken, kimilerine nasip olmaz orayı ziyaret etmek. Ama şu kesindir ki mümin olan her gönül, o evin ve o evin bulunduğu güzelim yerlerin aşkı ve heyecanıyla yaşar; yanar, tutuşur oraların sevdasıyla… Hatta ekranlarda bile görmek heyecanlandırır kimi zaman onu. Tutamaz gözyaşlarını o evi görünce. Kilometrelerce öteden, bir cam parçasının içinden bile olsa görmesi duygulandırır, farklı bir atmosfere alır götürür kendisini.
İşte böylesine güzeldir Allah’ın o mübarek evi.
Eğer Allah, lütfu keremi ile oraya gitmeyi nasip etmişse ey müslüman ve kısa süreliğine de olsa umre kastıyla oralarda bulunmak nasip olmuşsa sana, bu durumda şu aktaracağımız şeyleri güzelce öğren ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Sünnet-i Seniyyesi’ne uygun, güzel bir umre yap.
Notlarımıza geçmeden önce burada çok önemli bir hakikatin altını çizmek ve bu hakikatlere muhatap olanlara Allah için nasihat etmek istiyoruz: Malum olduğu üzere umre yapmak artık birileri için bir ibadetten öte, bir ticaret metaı halini almıştır. Tek dertleri, firmalarına müracaat eden müşterileri, (afedersiniz umrecileri!) memnun etmek olmuş. Bu nedenle onları gocundurmadan, kendileri ile her hangi bir problem yaşamadan ve –en önemlisi– âdet ve ananelerden asla ödün vermeden bir umre yaptırmaktır amaçları. Oysa böylesine kutlu bir ibadete aracılık etme şerefine nail olan bu insanların, umrecilerin âdetlerine ters düşmeme korkusundan daha ziyade, Sünnete uygun bir umre yaptıramama korkusu taşımaları gerekir. Zira böylesi bir durumda onların veballerini yüklenecekler ve cahil olan insanları saptırma cürümü boyunlarına alacaklardır.
Bu, gerçekten de mesuliyeti gerektiren bir durum değil midir?
Elbette ki bu, hesabı zor verilecek bir sorumluluktur ve mutlaka dikmesi gerekir.
Bu nedenle umre yaptıran insanların:
sorusunu sürekli kendilerine sormaları ve bunun cevabını net olarak verdikten sonra insanlara rehberlik yapmaları gerekmektedir.
Bu gün umre esnasında umrecilere ibadet veya dua diye dikte ettirilen şeylerin birçoğu, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem’in pak sünnetinde yoktur. Umre yapan insanlar, firmalar tarafından hazırlanmış “Umre Rehberi” adlı eserlerdeki bir takım asılsız duaları okuyacağız derken, umrenin o manevi havasını kaybediyorlar ve ne yaptıklarını anlayamadan bu ibadetlerini tamamlamış oluyorlar. İşin garibi bu ibadetlerinden zevk alamamalarının yanı sıra, bir de onlarca bidata bulaşarak Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Sünnetine muhalefet etme günahına düşüyorlar.
Kaş yapacağız derken adeta göz çıkarmakla karşı karşıya kalıyorlar.
İşte bu acı gerçeği gördüğümüz için, umreye gidecek kardeşlerimizin Sünnet üzere ve aynı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gibi umrelerini eda etmeleri kastıyla şu kısa notları hazırladık. Elbette bu konuda söz daha da uzatılabilir; ama öz bilgi, özellikle de böylesi ender bir ibadet esnasında daha yararlı olacağı için söz uzatmamaya çalıştık. Öğrenilmesi kolay olsun diye meseleleri maddeler halinde zikrettik. İnşâallah faydalı olur ve kardeşlerimize yol gösterir.
Rabbim şimdiden kardeşlerimizin yapacağı umreleri kabul buyursun ve hem bizlere hem de gidemeyen tüm mümin gönüllere o güzelim mekânları görmeyi tekrar tekrar nasip etsin.
Hiç şüpesiz ki O, dualara icabet edendir. (Allahumme Âmîn)
*** *** *** *** *** ***
Umreye Gidecek Kişinin Yapması Gerekenler
“Kim insanlara mal, can ve namus hususunda bir haksızlık yapmışsa öncelikle o hakkı ona geri iade etsin veya dinarın ve dirhemin geçmeyeceği gün gelmeden önce ondan helallik dilesin. Zira o gün geldiğinde (eğer hakkını ödememiş veya helallik dilememişse) haksızlığı oranında onun salih amellerinden alınacak ya da salih amelleri yoksa zulmettiği insanın günahlarından alınarak ona yüklenecektir.” (Müslim)
“Şüphesiz ki Allah, temizdir ve ancak temiz olanı kabul eder…” (Müslim)
سُبْحانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ ، وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنقَلِبُونَ
“Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ın şanı ne yücedir! (İşin aslı) bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz ki biz Rabbimize döneceğiz”
İhramlı Kişinin Yapması Caiz Olmayan Şeyler
İhramlı Kişinin Yapması Caiz Olman Şeyler
Umreye Niyet Edenin Yapması Gerekenler
Umre yapacak kişi, Mekke’ye ulaştığı zaman şunları yapar:
بِسْمِ اللهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلامُ عَلَى رَسُولِ اللهِ أَعُوذُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ وَبِوَجْهِهِ الْكَرِيمِ وَسُلْطَانِهِ الْقَدِيمِ مِنْ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ اَللَّهُمَّ افْتَحْ لِي أَبْوَابَ رَحْمَتِكَ
“Allah’ın adıyla… Salât ve selam Allah’ın Rasulü’nün üzerine olsun. Taşlanmış şeytandan Yüce Allah’a, O’nun kerîm vechine ve kadîm sultânına sığınırım. Allah’ım! Rahmetinin kapılarını bana aç!”
Tavaf Öncesi Dikkat Edilmesi Gereken Şeyler
Tavaf Nasıl Yapılır?
اللَّهُمَّ إِيمَانًا بِكَ، وَتَصْدِيقًا بِكِتَابِكَ وَفَاءً بِعَهْدِكَ وَاتِّبَاعًا لِسُنَّةِ نَبِيِّكَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
“Allah’ım! Sana iman ederek, kitabını tasdik ederek, ahdine vefa göstererek ve Peygamberin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine ittiba ederek (bu tavafı yapıyorum.)”
demesi güzeldir; zira böyle demek Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet edilmiştir.
بِسْمِ اللهِ وَ اللهُ اَكْبَرُ /Bismillahi Vallahu Ekber”
der. Şayet selamlaması zor ve meşakkatli olacaksa selamlamaz, işarette etmez, bu duayı da okumaz. Tavafına devam eder.
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
“Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru”
duasını okur.
Sa’y Nasıl Yapılır?
Tavafını bitiren kişi Safa tepesine yönelir ve kapısından oraya girer. Eğer imkân varsa oraya tırmanır ki bu daha faziletlidir. Şayet imkân yoksa orada durur/ vakfe yapar. İlk şavt’a başlayacağı zaman Bakara Suresi’nin 158. ayeti olan
إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِن شَعَآئِرِ اللّهِ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ أَن يَطَّوَّفَ بِهِمَا وَمَن تَطَوَّعَ خَيْرًا فَإِنَّ اللّهَ شَاكِرٌ عَلِيمٌ
“Şüphesiz Safa ile Merve Allah'ın nişanelerindendir. Kim Kâbe’yi hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur. Kim gönülden iyilik yaparsa, karşılığını görür. Doğrusu Allah şükrün karşılığını verendir ve bilendir.”
ayetini okur. Safa’da iken kıbleye yönelerek Allah’a hamd etmesi, tekbir getirmesi ve:
لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ أَنْجَزَ وَعْدَهُ وَنَصَرَ عَبْدَهُ وَهَزَمَ الأَحْزَابَ وَحْدَهُ
“Allah’tan başka ilah yoktur. O, tektir ve asla bir ortağı yoktur. Hâkimiyet O’nundur, hamd O’na mahsustur, O, dirilten ve öldürendir. O, her şeye kâdirdir. Tek olan Allah’tan başka ilah yoktur. O, vadini yerine getirdi, kuluna yardım etti ve tek başına tüm (müşrik) gurupları yendi.”
demesi müstehap olur. Sonra dilediği şekilde ellerini kaldırarak dua eder. Bu zikri ve duayı üç kere tekrarlar.
Sonra Safa’dan inerek Merve’ye yönelir. Birinci aleme (oradaki yeşil işaret) geldiği zaman ikinci aleme kadar adımlarını hızlı atar. Sonra ~eğer imkân varsa~ oraya tırmanır ki bu daha faziletlidir. Şayet imkân yoksa orada durur/vakfe yapar. Sonra Safa’da iken yaptıklarının aynısını yapar, ama Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ittibaen sadece Bakara Suresi’ndeki ayeti okumaz. Sonra iner. Safa’ya kadar yürümesi gereken yerde yürür, hızlanması gereken yerde hızlanır. Bunu 7 şavt tekrar eder. Bu arada gidiş bir şavt, dönüş de bir şavt’tır.
Sa’y yaparken abdesti olması iyidir. Bu mekânda abdest şart değil, aksine müstehaptır. Sa’y esnasında bol bol zikir ve dua eder.
Sa’yini tamamladıktan sonra saçlarını kestirir veya kısalttırır. Erkekler için kesmek daha faziletlidir. Kısaltacak kişinin başının tamamından (3 numara veya benzeri şekilde) kısaltması gerekir. Nasıl ki başının bir kısmını tamamıyla kestirmesi kifayet etmiyorsa, aynı şekilde saçının da bir kısmından kısaltması kifayet etmez. Her tarafından aldırması gerekir.
Bunları bitirdiği zaman kişi artık umresini tamamlamış olur, kendisine haram olan şeyler artık helal hale gelir.
Allah umrenizi kabul etsin ve ecrinden sizleri mahrum etmesin.
Güzel dualarınızda bizleri de unutmayınız…
Faruk Furkan