“Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, duânıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.” (Mümin, 60)

KUR’ÂN’DA KUR’ÂN

بسم الله الرحمن الرحيم

Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…

Kur’ân’ı en iyi tanıyabilmenin yolu onu Kur’ân’dan öğrenmekle mümkündür. Nasıl bir kitap olduğu, insanlara ne amaçla gönderildiği, temel hedeflerinin neler olduğu gibi sorulara en iyi cevabı verecek olan yine Kur’ân’dır. Kur’ân, insanlara hayatları boyunca takip etmeleri gereken esasları, yasaları gösteren ve onları teşvik eden bir kitaptır. Kur’ân, akleden insanlar için bir öğüt ve hatırlatmadır. Şimdi gelin, Kur’ân’ı, kendi dilinden tanımaya çalışalım:

“Kur’ân, âlemler için bir öğüt ve hatırlatmadan başka bir şey değildir.” (68/Kalem, 52)

“Bu Kur’ân, onunla uyarılsınlar, tek bir ilah bulunduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara tebliğ edilmiştir.” (14/İbrahim, 52)

“Âlemlere uyarıcı olsun diye kuluna hak ile bâtılın arasını ayıran ölçüyü (Furkan’ı) indiren (Allah) ne yücedir!” (25/Furkan, 1)

 Bu ayetlerden Kur’ân’ın insanlara bir öğüt ve hatırlatma üzere indiğini anladığımız gibi, aynı şekilde Kur’ân’ın insanları şirk, küfür ve haram gibi kötü hasletlere karşı uyarma amacı ile nazil olduğunu ve onlara “La İlahe İllallah” gerçeğini açıklamayı amaç edindiğini anlamaktayız.

“De ki, Kur’ân'ı Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) Rabbinin katından müminlerin imanlarını pekiştirmek, müslümanlara doğruluk rehberi ve müjde olmak üzere hak olarak indirmiştir.” (16/Nahl, 102)

Bu ayet ise Kur’ân’ın, Allah’ın istediği gibi iman eden kulların kalplerini pekiştireceğini ve onları doğru yola ileteceğini ortaya koymaktadır. Şu ayetlerde de bu gerçeğe bir işaret vardır:

“Doğrusu size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir. Allah, rızasını gözetenleri onunla selâmet yollarına eriştirir ve onları, izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarır, onları doğru yola iletir.” (5/Mâide, 16)

“De ki, bu (Kur’an), müminlere doğruluk rehberi ve şifâdır.” (41/Fussılet, 44)

Kur’an’ın indiriliş gayelerinden birisi de insanların anlaşmazlığa düştüğü meselelerde hüküm vermesi ve kendisi ile insanlar arasında hükmedilmesidir. Yani Kur’an, hüküm kitabıdır; bu günün tabiriyle anayasadır.

 “O halde Allah'ın indirdiği Kitap ile aralarında hükmet. Allah'ın sana indirdiği Kur’ân’ın bir kısmından seni vazgeçirmelerinden sakın. Onların heveslerine uyma. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah, bir kısım günahları yüzünden onları cezalandırmak istiyor. İnsanların çoğu gerçekten fâsıktırlar.” (5/Mâide, 49)

Kur’an kendi hükümlerini yaşamaktan yüz çevirenlerin zor, sıkıntılı ve huzursuz bir hayat geçireceklerini söyler:

“Benim Kitabımdan yüz çeviren bilsin ki, onun dar bir geçimi olur ve kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O zaman, ‘Rabbim, beni niye kör olarak haşrettin? Oysa ben gören bir kimseydim’ der. Allah: ‘İşte böyle, âyetlerimiz sana gelmişti de sen onları unutmuştun (önemsememiştin, arkana atmıştın) bugün de öylece unutulursun’ der.” (20/Tâhâ, 124-126)

Buna karşın iman edip Kur’an’ın hükümleri gereğince amel edenlerin ise rahat, huzurlu, sakin ve güzel bir hayat yaşayacaklarını bildirir:

“Erkek veya kadın, kim “mümin” olarak salih amel işlerse, elbette biz ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.” (16/Nahl, 97)

Kur’an; bizden kendi hükümlerine uymamızı, o hükümlere sırt çevirmememizi ve bazısını uygulayıp bile bile bazısını da terk etmememizi ister:

“Rabbinizden size indirilen Kitaba uyun; ondan başka veliler edinerek onlara uymayın. Pek az öğüt dinliyorsunuz.” (7/A'râf, 3)

“Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir.” (2/Bakara, 85)

En güzel kıssalar bu kitaptadır. İbret alıp akletmemiz için Allah bu kitapta en faydalı olan kıssaları en faydalı miktarda bize anlatmıştır.

“Elif Lâm Râ; Bunlar, gerçeği açıklayan Kitab’ın âyetleridir. Biz, onu anlayasınız diye Arapça bir Kur’ân olarak indirdik. Biz, bu Kur’ân'ı sana vahyederek en güzel kıssaları anlatıyoruz. Oysa daha önce sen bunlardan habersizdin.” (12/Yûsuf, 1-2)

“Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.” (12/Yusuf, 111)

Kur’an bizleri içerisindeki hükümleri, kıssaları ve ibret verici örneklendirmeleri düşünmeye davet eder ve bu düşünmeyi terk edenleri ince bir üslupla eleştirir:

“Onlar Kur’ân’ı düşünmezler mi, yoksa kalpleri mi kilitli?” (47/Muhammed, 24)

Bu ve daha nice Kur’an ayetleri, Kitabımızın hangi maksatları gerçekleştirmek için indirildiğini bize anlatmaktadır. Kur’an okuyan birisi bu amaçları bir bir tespit etmeli ve bu doğrultuda hayatına yön vermelidir.

 

İbrahim Gadban

 

Okunma Sayısı:1998