“Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, duânıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.” (Mümin, 60)
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Değerli bacım! Allah bize ve size merhamet etsin. Eğer lütfeder de senin saadetini temin etmek için kaleme alınmış şu üç-beş satır yazıyı okursan, içerisinde sana Allah için yapılmış bazı nasihatler bulacaksın.
Bacım! Unutmamamız gerekir ki, Allah’ın bizlerin saadeti için göndermiş olduğu bu mübarek dinin özü, nasihatleşmekten ve birbirimizi ikaz etmekten ibarettir. Bu nedenle bizlerin birbirine nasihat etmesi ve -şayet varsa- hatalarımızı düzeltmesi gerekmektedir.
Bu gün şu topraklarda yaşayan nice örtülü kadın, İslam’ın kendilerine emretmiş olduğu gerçek tesettür şeklini bilmemektedir. Bunun birçok sebebi olmakla birlikte tespit edebildiğimiz kadarıyla en önemlileri üç tanedir:
1) Batı tipi kıyafetlere özenti,
2) Açık-saçık kadınlar yanında eziklik duyma,
3) Hocaların yanlış yönlendirmesi.
Müslüman bir kadın, bazen etrafındaki açık-saçık kadınlara özenti duyarak, bazen kendisini onlardan daha düşük seviyede hissettiği için, bazen de aşağılık kompleksine kapılarak -tam onlar gibi olmasa da- onların kıyafetlerini andırır elbiseler giyebilmekte ve onların hoşnutluğunu kazanma adına âlemlerin Rabbi olan Allah’ı gücendirmektedir.
Bacılarımızdan dileğimiz odur ki, inandıkları din ile kendilerini izzetli hissetsinler; iman ettikleri, her şeyin sahibi olan Allah’a kulluk yaptıkları ve gerçek iffeti temsil eden İslamî kıyafetlere sahip oldukları için başları dik olsun. İslam’ın ikinci halifesi Ömer radıyallahu anh der ki:
“Allah bizleri İslam ile şereflendirmiştir. Bu nedenle biz her ne zaman izzet ve şerefi İslam’dan başka bir şeyde ararsak, o zaman Allah bizi zelil edecektir.”
İşte bu nedenle Müslüman bacımız, kıyafeti ile onur duymalı, kendisini izzetli hissetmeli, başını dik tutmalı, iffet ve namusunu muhafaza edecek elbiseler tercih ederek, batının ön gördüğü kılık-kıyafetten uzak durmalıdır.
Bu kısa hatırlatmadan sonra İslam’ın Müslüman kadına tavsiye ettiği giyiniş şekline dair bazı bilgileri -malumun ilamı babından- yeniden gündeme getirebiliriz:
Kadın Avrettir
Müslüman bir kadının yabancı erkeklere karşı vücudunun tamamı avrettir;[1] bu nedenle vücudunun örtülmesi gerekmektedir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Mümin hanımlara söyle: Gözlerini korusunlar, namus ve iffetlerini muhafaza etsinler. Görünen kısmı müstesna olmak üzere, ziynetlerini (süslerini ve süs taktıkları organlarını) teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler…” (Nûr Suresi, 31)
Dış Örtü Şarttır
Kadınların, evde giyindikleri elbiselerden farklı olarak bir dış elbise daha giyme zorunlulukları vardır. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış elbiselerini üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.” (Ahzâb Suresi, 59) Bundan dolayı kadının kendi evinde giydiği pantolon, pijama, etek vb. elbiselerle dışarı çıkması yasaktır. Kadının bunların haricine birde pardösü veya çarşaf gibi ek bir elbise daha giymesi gerekmektedir.
Kadının Elbisesi Nasıl Olmalıdır?
İslam’ın kadınların giyimleri hakkında belirlemiş olduğu temel prensipler vardır. Bu prensiplerden bazıları erkekler içinde aynen geçerlidir. Bunlara dikkat edildikten sonra geriye bir problem kalmamakta, müslümanları birbirinden ayrı kılacak her hangi bir fark bulunmamaktadır; yeterki tüm mümine kadınlar bunlara dikkat etsin…
Şimdi, İslam’ın bu prensiplerini maddeler halinde zikretmeye çalışalım:
Bir elbise veya kıyafet:
a) Altını Gösterecek Kadar Şeffaf Olmamalıdır.
Müslüman kadının elbisesi sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olmalıdır. Cildin rengini gösterecek derecede ince olan elbise ile avret yeri örtülmüş sayılmaz. Bacakları gösteren, ince çoraplar -renkleri siyah bile olsa- hep bu kapsamda değerlendirilir. Bu nedenle avret yerlerini belli edecek kadar ince, altını gösteren şeffaf elbiseler İslam’da kesin surette yasaktır; haram kılınmıştır.
b) Dar Olmamalıdır.
Elbisenin uzuvları belli edecek şekilde dar olması da asla caiz değildir. Elbise şeffaf ve çok ince olmasa bile, şayet organların şeklini ortaya koyuyorsa yine tesettür gerçekleşmiş sayılmaz. Pantolonlar, kalçaları belli edecek etekler ve hatta bu şekildeki pardösüler hep İslam’ın yasak kabul ettiği elbise türlerindendir.
c) Dikkat Çekici Olmamalıdır.
Giyilen kıyafetin veya örtülen başörtüsünün, erkeklerin dikkatini uyandıracak, bakışlarını çekecek şekilde olmaması, cinsel cazibeyi ortaya çıkarmaması gerekmektedir. Erkekleri tahrik edecek her türlü kıyafet İslam’da yasaktır.
d) Erkek Elbisesine Benzememelidir.
Kadının kıyafeti erkeğinkine, erkeğin kıyafeti de kadınınkine benzememelidir. Ebu Hureyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ’in: “Kadın gibi giyinen erkeğe, erkek gibi giyinen kadına lânet ettiğini”[2] bizlere bildirmektedir. Bu nedenle her iki cins de, karşı cinsin kıyafetlerini giymemeli, giymemeye özen göstermelidir.
Kadın Çekiciliği İle Yaratılmıştır
Allah Teâlâ, kadınlara ciddi anlamda bir cazibe ve çekicilik vermiştir. Rabbimiz bu gerçeği şu şekilde dile getirir:
“Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.” (Âl-i İmran, 14)
Bu gün kadınlarımız, maalesef kendilerindeki bu özelliği bilmemekte ve erkekleri ne derecede etkilediklerinin farkında olamamaktadırlar. Kadın, sesi ile bile erkekleri cezp edebilmekte, sıra dışı en ufak hareketi ile bile onları etkileyebilmektedir. Bu nedenle Allah’a iman etmiş bir kadının insanları tahrik etmesi, etkilemesi ve onları kötü düşüncelere sevk etmesi asla düşünülemez. Ama kadınlarımız erkeklerin kendilerinden bu kadar etkilendiğinin belki farkında bile değillerdir. İşte bu gerçeği hatırlatarak bacılarımıza daha dikkatli olmalarını öğütlüyoruz.
Müslüman bir erkek açık-saçık kadından daha çok, kapalı kadınlardan etkilenmektedir. Onların cazibesi, Müslüman bir erkeğin nazarında açık kadınların cazibesinden kat be kat daha fazladır. Bu nedenle örtülü bacılarımızın kendilerine daha çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Eğer bacılarımız buna dikkat etmezlerse o zaman iki suç birden işlemiş olurlar:
1) Allah’ın emrine uygun hareket etmedikleri için Allah hakkında bir suç.
2) Bir insanı tahrik ederek kul hakkı ihlali yaptıkları için insan hakkında bir suç.
İşte bu nedenle Müslüman bir bayan çekici, cazibeli, dar, şeffaf, rengârenk ve tahrik edici bir kıyafet giydiğinde durup düşünmeli: “Ben hem Allah’ın istemediği bir kıyafet giyiyorum, hem de beni gören her bir erkeğin hakkına giriyorum” diye…
İşte tüm bu anlattıklarımızdan dolayı kadının, çekiciliğe götüren ve insanları tahrik eden her türlü kıyafet, hareket, eylem ve söylemden uzak durması gerekmektedir.
Şimdi burada insanları etkileyen ve İslam’da haram kılınan bazı hususları da hatırlatmak istiyorum:
1) Kadın Dışarıya Çıkarken Koku Kullanmamalıdır.
Ebû Musa el-Eşarî radıyallahu anh, Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Koku sürünen ve kokusunu hissetsinler diye bir topluma uğrayan kadın hakkında çok ağır sözler söylediğini” bize bildirir.”[3] Kadının kocasından başkasına koku/parfüm sürünmesi Allah’ın gazap ettiği bir davranıştır ve İslam’da kesin olarak yasaklanmıştır.
2) Konuştuğunda Çekici Ve Edalı Konuşmamalıdır.
Rabbimiz şöyle buyurur:
“...Eğer (Allah’tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır...” (Ahzâb Suresi, 32)
Kadının sesini güzelleştirerek konuşması da erkekleri etkileyeceği için haramdır; bir bayana, hele hele Müslüman bir hanıma asla yakışmaz!
3) Ayakkabısına Dahi Dikkat Etmelidir.
Rabbimiz, birçok bacımızın haberdar olmadığı veya önemini kavrayamadığı bir ayetinde şöyle buyurur:
“...Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar (dikkatleri üzerlerine çekecek şekilde yürümesinler).” (Nûr Suresi, 31)
Allahu Ekber! Acaba bacılarımız bu ayetten ne kadar haberdar?
Bacım! Topuklu ayakkabı giydiğinde çıkan her seste Rabbini gücendirdiğini unutma! İnsanların beğenisi için hiç Rabbimiz gücendirilir mi? İnsanlar için Allah’ın emrine karşı gelinir mi? Allah rızası için bunu iyi düşün!
Bacım! İslam, kadının ayakkabısının bile nasıl olması gerektiğini tarif etmekten geri durmamıştır. İslam’da kadın ayakkabısı; insanların dikkatlerini çekecek biçimde ses çıkarmayacak ve çekici olmayacak türden olmalıdır; aksi halde Rabbimizin bu emrine aykırı hareket etmiş oluruz.
Unutmayalım ki, tesettürdeki ana gaye ve hikmet; kadının yabancı erkeklere karşı cinsî cazibesini veya güzelliklerini gizlemektir. O yüzden, İslam kadının kolundaki altın bileziğin gözükmesine, küpenin, sürmenin, takıların vb. süslerin açığa çıkarılmasına bile izin vermemiştir. Hatta bu nedenle kadının edalı konuşmasına ve ayak sesine varıncaya kadar yasaklayıcı hükümler koymuştur.
Son Olarak
Değerli bacım! Son olarak sana Peygamber Efendimizin bir hadisinin hatırlatmak istiyorum:
“Cehennemliklerden iki grup vardır ki ben onları henüz görmedim: Onlardan biri, sığırkuyrukları gibi kırbaçlarla insanları döven bir topluluk. Diğeri de, giyinmiş oldukları halde çıplak görünen ve öteki kadınları kendileri gibi giyinmeye zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremeyeceklerdir. (Hatta) onlar cennetin kokusunu bile alamayacaklardır. Oysa cennetin kokusu şu kadar uzak mesafeden bile hissedilebilir.”[4]
Diğer bir rivayette ise aynı şekilde çok korkutucu bir ifade daha yer almaktadır. Bakın, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ne buyuruyor?
“…O kadınlar giyinmişlerdir; (ama hakikatte) çıplaktırlar. Onların başlarında (topuz yaptıklarından dolayı) deve hörgücü gibi bir çıkıntı vardır. Onlar melundurlar/Allah tarafından lanetlenmişlerdir. Sizden her kim onları görürse onlara lanet etsin!”[5]
Bacım, tüm bu yazdıklarımızla Allah için sana nasihatte bulunmak istedik. Bu nasihatlere dikkat edersen, Rabbini razı eder ve cennet yolunda ciddi bir adım atmış olursun. Dikkat etmezsen yazı içerisindeki ayet ve hadisleri daha sonra tekrar okuyup üzerinde düşünmeni tavsiye ederiz. Hidayet yalnız Allah’tandır.
Faruk Furkan