“Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, duânıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.” (Mümin, 60)
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
İbn Kayyim (rahimehullah) der ki: “İnsanlar, Kur’ân’ı ağır ağır ve az miktarda okumanın mı, yoksa hızlı ve çok miktarda okumanın mı daha faziletli olduğu hususunda iki görüşe ayrılmışlardır:
1- İbn Mes’ûd, İbn Abbas ve diğer birçokları düşünerek ve tefekkür ederek az miktarda okumanın, hızlı ve çok miktarda okumaktan faziletli olduğu görüşündedir. Deliller şunlardır:
2- Şafii âlimleri ise, çok miktarda Kur’ân okumak daha faziletlidir, demişlerdir. Bunların delili İbn-i Mes’ud’un Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’den rivayet ettiği “Her kim Allah'ın kitabından bir harf okursa, ona bir sevap yazılır.” hadisi şerifidir. Ayrıca Osman b. Affan’ın Kur’ân’ın tümünü bir rekâtta okuyuşunu delil getirmişlerdir.
Bu konuda en doğru olanı şöyle söylemektir: Ağır ağır ve düşünerek okumanın sevabı kıymet ve değer yönünden fazla, çok miktarda okumanın sevabı ise sayıca çoktur. Birincisi çok değerli bir mücevheri sadaka veren veya çok para eden bir köleyi azad eden kimse gibiyken, ikincisi çok miktarda dirhem sadaka veren veya değeri düşük çok sayıda köle azad eden kimse gibidir. [1]
İbn Kayyım, başka bir kitabında da şöyle der:
“Eğer insanlar Kur’an’ı düşünerek gereğince okumanın önemini bir bilselerdi, her şeyi bırakırlar, sadece onunla ilgilenirler, düşünerek onu okur ve kalbine şifa olan bir ayet geldiğinde yüzlerce kez onu tekrar ederlerdi. Dolayısıyla bir ayeti düşünerek ve anlayarak okumak, düşünmeden ve anlamadan Kur’an’ı hatmetmekten daha hayırlı, kalp için daha faydalı, imanı elde etme ve Kur’an’ın tadını alma hususunda daha etkilidir.”[2]
İmam Âcurrî ise şöyle der:
“Üzerinde tefekkür ederek ve düşünerek okumakla Kur’ân’dan alacağım azıcık bir dersi, üzerinde düşünmeksizin çokça okumaktan daha fazla severim. Kur’ân’daki ayetler, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in sözleri-uygulamaları ve Müslümanların önde gelen imamlarının kavilleri hep bunu göstermektedir.”[3]
Bu yaptığımız nakiller ve farklı kaynaklardan elde ettiğimiz bilgiler, ağır ağır, düşüne düşüne ve manasını özümseye özümseye azıcık Kur’ân okumanın, bir çırpıda, hiçbir manayı idrak edemeden ve bizden ne istenildiğinin farkına varmadan Kur’ân okumaktan çok daha iyi ve çok daha hayırlı olduğunu gösteriyor.
Kur’ân’ın temel gayesi öncelikle ayetlerinin derinden derine düşünülmesi sonrasında da kendisi ile amel edilmesidir. Okumak ise, sadece bu gayeye götüren bir vesiledir. Bu nedenle, vesile ile gayenin çok iyi analiz edilmesi ve bu iki olgunun asla birbirine karıştırılmaması gerekmektedir.
Bizler, okumanın ulvî bir amaca matuf olduğuna inandığımız için Kur’ân’ı düşünerek azıcık okumanın, düşünmeden çok okumaktan daha faziletli olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla kardeşlerimizin amacı Kur’ân’ı bir çırpıda okumak değil, geniş zaman aralığında anlaya anlaya okumak olmalıdır.
İbrahim Gadban